ODTÜ Rektörüne Açık Mektup

Verşan Kök,

Göreve geldiğiniz günden bu yana sorgulanan meşruiyetinizi artık tamamen yitirdiğinizi zerre şüphe duymadan söyleyebilirim. Hak etmediğiniz rektörlük koltuğuna oturup, rektörlükten çok belediyecilik yaparak gönlünü kazandığınız az sayıdaki öğrencinin de artık size tahammül edemediğini gözlemleyebiliyorum. İstifa talepleri gün be gün katlanarak artacaktır. Ve sizi temin ederim ki o makamdan ayrılış süreciniz, siyasi odakların ODTÜ’yü yok etmek adına kullanmak isteyecekleri her atanmış kukla için bir çekince unsuru olacak. Kaybettiğiniz itibarı hatırladıkça kimse hak etmediği sürece o koltuğa oturmaya cesaret edemeyecek.

9 Eylül’deki katliamın başrollerinden biri olmanız nedeniyle söylemek istediğim birkaç şey var. Öncelikle yapılan katliamın bir gecede öldürülen binlerce bitki ve hayvandan ibaret olmadığını, o yol arazisi üzerindeki ve çevresindeki kaçınılmaz rantlaşmayla orada onlarca yıldır süregelen ekosistemin henüz doğmamış bireylerinin yaşamlarının da yine bu katliamın bir parçası olduğunu unutmayınız. Ayrıca gri için yeşilden verdiğiniz bu tavizle siz de dahil milyonlarca insanın çocuklarının, torunlarının ömürlerinden ömür çaldığınızı biliniz.

Öte yandan gelelim şu meşhur anlaşmanıza ve yere batasıca protokolünüze. Melih Gökçek bu protokole ne kadar uydu Verşan Bey? Anlaştığınız gibi arazideki ağaçların tespitinde bulundunuz mu? Akıbetlerini takip ettiniz mi? Peki bir başarı olarak lanse ettiğiniz ölçülerle şu an orada yok edilen orman arazisinin ölçüleri bir mi Verşan Bey? Yoksa küçültmek için masaya oturduğunuz asıl plandaki ölçülerden bile daha mı büyük? Peki ya dikileceği söylenen ağaçların, üniversitemize verileceği söylenen hazine arazisinin peşine ne kadar düşebileceksiniz? Bu üçkağıtçılardan tüm bunları alabilmek konusunda ne kadar ümitlisiniz? O günah masasında kahkahalar eşliğinde imzaladığınız protokolün uygulanması için gerekli denetimi sağlamak adına tam olarak ne yaptınız? Tüm bu yaşananların iki izahı var. Ya Ankara’yı 30 yıldır dolandırıcılıkla, peşkeşle, rant seviciliğiyle yöneten ülkenin en laf anlamaz, en cahil, en özgürlük ve doğa düşmanı belediye başkanıyla uzlaşabileceğinizi düşünecek kadar -en hafif tabiriyle- safsınız; ya da daha en başından beri amacınız ODTÜ’nün çıkarlarını korumak değil de bu katliamı meşru kılmak. Hangisi olduğu hiç umrumda değil, ikisi de sizin o koltuğu zerre hak etmediğinizin kanıtı.

Verşan Bey, ODTÜ tarihi boyunca hep siyasilerin hedefinde olmuştur. Ama hiçbir zaman aşağılıklığı kendilerinden menkul olan siyasetçilerin bile en aşağılığı olan biri tarafından bu kadar dalga konusu yapılmamış, bu kadar psikolojik bir aşağılanmaya uğramamıştır. Bu konuyla ilgili @06melihgokcek hesabından atılan her tweet, okunduğunda zihinde Melih Gökçek’in bıyık altından çirkin gülüşünü barındıran görüntüler canlandırmaktadır. Bu vasıfsız insan sadece temsil ettiğiniz bu köklü, gelenek ve değerleri olan, dünya çapında saygınlık kazanmış bilim ve özgürlük yuvasının itibarını değil aynı zamanda sizin kişisel itibarınızı da ayaklar altına almıştır. Buna sebep olduğunuz için kalan ömrünüz boyunca ODTÜ’lüler ve ODTÜ’yü sevenler tarafından asla saygı göremeyeceksiniz.

Son olarak gelelim ne yapabileceğinize. ODTÜ’nün 1 numaralı mensubu olduğunuz için sizden beklenti o katillerle müzakere masasına oturmaktansa o metal canavarların katliam yapması için araziye girmesini engellemek adına girişleri kapatmanızdı. Gerekirse barikat kurup hemen arkasında en önde o barikatı savunmanızdı. İleride gurur duyabileceğiniz ve daima saygıyla hatırlanmanızı sağlayacak bir eylem gerçekleştirmiş olurdunuz. Ama eğer bunlar size çok ütopik geliyorsa, hiç değilse oyalayabilirdiniz. 30 yıldır Ankara’da yaptıklarıyla ve söylemleriyle zeka düzeyi hepimizce malum olan bu insandan 40 yıllık bir ODTÜ mensubu olarak daha zeki olabilirdiniz. Çünkü tıpkı benim gibi binlerce kişinin, davetiye çıkardığınız tahribatı önlemek adına elinden hiçbir şey gelmeyeceği bir dönemde imzaları attınız. Hiç değilse öğrenciler gelene kadar bu katliam sevicileri masa başında oyalayabilirdiniz. Uluslararası sıralamalarda ODTÜ’nün yaklaşık %400 gerilemesini izah edecek çok güzel bir örnek sundunuz hepimize. Hiç olmazsa yarın öbür gün tünel inşaatında yaşanabilecekleri kestirirsiniz artık. Umarım.

ODTÜ’ye ve ODTÜ sayesinde var olan birçok canlıya çok fazla şey kaybettirdiniz. Ama siz de onurunuzla istifa etme seçeneğinizi kaybettiniz. Zaferler kazanmışçasına e-postalar atmadan önce bunu da unutmayın.

5 thoughts on “ODTÜ Rektörüne Açık Mektup

  1. ODTÜ arazisini geri dönülmesi mümkün olmayacak şekilde parçalayacak olan bu eyleme yargı yoluyla muhalefet etmek yerine hukuki açıdan beş para etmeyen bir protokol imzalamayı “işlemi yönetmek” diye adlandıran kişi rektör kalamaz. Önce ODTÜ tarihini ve arazinin sembolik manasını idrak etmek lazımdır. Kurdaş acaba mezarında rahat mıdır?

    Like

  2. Bu soysuzun ismi ODTÜ tarihine gelmiş geçmişlerin en pisliği ve en şerefsizi olarak geçmiştir. Aynaya bakınca ne görür, bu haliyle nasıl yaşam sürdürür anlamak zor. Er veya geç cezasını çekecektir. İdam geri gelse asılacak ilk ona girer.

    Like

Leave a comment